İstanbul merkezli rüşvet
operasyonunda çocukları gözaltına alınan 3 bakanın hedef seçilme
nedenleri siyasi kulislerin önemli gündem maddesi oldu. Adli sürecin
isnat edilen suçlara ilişkin gerçekleri ortaya çıkaracağı belirtilirken
üç bakanın son dönemdeki çalışma konularının bu operasyonda başka kurgu
olabileceği ihtimalini akla getirdi. Kulislerde bu 3 ismin neden hedef
seçildiklerine dair yapılan yorumlar şöyle:
EKONOMİ BAKANI ZAFER ÇAĞLAYAN: Göreve
geldiği andan itibaren bölge ve çevre ülkeleriyle ticaret stratejisi
geliştirerek Türkiye'nin ihracatına büyük bir hamle yaptıran Çağlayan,
faiz lobisine karşı sert mesajlar verirken, İran'la ticaretin de önemli
savunucusu oldu. Cenevre mutabakatıyla İran'a ambargonun gevşemesinin
hemen ardından 15-16 Ocak'ta İran'a gitmeyi planlayan Çağlayan, "İran'a
ambargolar kaldırılıyor. Bu ambargoların maliyetini en iyi yaşayan
bakanlıklardan birinin başındayım. Ambargoların önümüze koyduğu seti
kaldıracağız. Türkiye, altın ve kıymetli madenler başta olmak üzere
diğer ihraç ürünlerini de İran'a yeniden sevk edebilecek. Bundan sonrası
için Türkiye, İran'a her malını ihraç edecektir. Önümüzdeki 6 ayı en
iyi şekilde değerlendireceğiz. Bu nedenle İran'a yapacağımız seyahat
büyük anlam taşıyor" açıklaması yapmıştı. Merkez Bankası'nı faiz
artırımına zorlayan finans lobisini her fırsatta eleştiren Çağlayan,
daha birkaç ay önce "Türkiye'yi ekonomik ve siyasi açıdan sıkıntıya
sokarak eski günlere döndürmek isteyenler yeniden piyasaya çıktılar"
mesajı vermişti.
İÇİŞLERİ BAKANI MUAMMER GÜLER: Muammer
Güler, ocak ayında yapılan kabine değişikliğiyle içişleri bakanı oldu.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "asıl hedef bendim" dediği 7 Şubat 2012 MİT
krizi ve müsteşar Hakan Fidan'ın KCK soruşturması nedeniyle ifadeye
çağrılmasının ardından başlayan süreçte kilit bir konuma geldi.
Özellikle Başbakan Erdoğan'ın evine böcek konulduğunun ortaya çıkması
üzerine Emniyet İstihbarat'ta yapılan soruşturmayı ve yeniden
yapılanmayı bizzat yürüttü. 45 ilde yapılacak emniyet müdürü atamaları
ve değişiklikler konusunda da öncü rol oynadı.
ÇEVRE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR: Hükümetin
en önemli gücü olan TOKİ'yi yıllarca yönetti. Çevre Şehircilik
Bakanlığı döneminde deprem riski altında olan 7 milyon konutun tekrar
yapılması ve büyük kentsel dönüşüm projelerine imza attı. 2013'te 253
bin konutun dönüşümünü başlatan, 2014'te 500 bin konutun dönüşümünü
başlatacak olan Bayraktar, Cumhuriyetin 100. yılına kadar 3.5 milyon
konutun, 20 yıl içinde ise 6.5 milyon birim konutun dönüşümünü
gerçekleştirmeyi planlıyordu. Operasyonun inşaat ve finans sektörüne
uzanmasının ekonominin üretim ve istihdam yönüyle lokomotifini
durdurabileceği ve piyasalarda güvensizlik yaratabileceği belirtildi.