Genel Yayın Yönetmenimiz Cem Atmaca'nın Facebook hesabından yaptığı paylaşım;
AN İTİBARİYLE (ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNDE BİLİM ADAMI OLMAK VE KRİTER)
Ögretim görevlisi olmanın akademik kariyer basamaklarını tırmanmanın tabii ki kriterleri vardır olmalıdır da;
Toplum hep genç kalır, bilim ise yaşlanır sözü fehvasınca tabikii bilim insanları yeni ufuklara yelken açmak, insan ve insanlığın faydası için sürekli gelişmek, değişmek durumundadırlar.
İnsanlığın faydasına yeni yayinlar yapmak ve bunu bilim oteritelerine sunmak ve kabul görmek her bilim insanının olmazsa olmazıdır.
AMA, FAKAT, LAKİN, ANCAK..
Bilimde özgür ve baskısız ortamlarda hem gelişir, hem güzellesir.
Atatürk Üniversitesinde son yıllarda bir kriter koyma, standardı yükseltme, çıtayı yükseğe çekme şeklinde adına o, bu, şu denilen bir kısım kısaltmalarla daha bir anlaşılmaz ve içinden çıkılmaz bir hal alan çalışmaların yapıldığını görüyoruz.
'Tilkiye demişler ki CV baktık seni kümese müdür yapmaya karar verdik ne maaş istersin?
Tilkiden el cevap: Gülmekten ben söyleyemeyeceğim siz ne verirseniz verin..'
Kendi kiriterleri koyduğu kiriterlere uymayanın söz sahibi olduğu bir düzen içerisinde Bilim gelişmez, Bilim adamıda mutlu olmaz ve kendini güvende hissetmez.
Kendini güvende hissetmeyen bilim adamı da üretemez, çalışamaz, başarılı olamaz.
Bu gidiş Atatürk Üniversitesinden hızlı bir beyin göçünün güçlü sinyallerini veriyor..
Atalarımız ne güzel söylemiş
'Ele verir talkını, kendi yutar salkımı'
Yine;
'Ele verir ögüdü, kendi keser söğüdü' ...
Atatürk Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. Atilla KESKİN bu atasözleri üzerinden kendine bir pay çıkarır mı onuda merak ederim doğrusu...