G-4SVPJCLT0J
Bu vatan öyle kutsal bir
vatan toprağıdır ki.
Bu vatan toprağında; Analar
vardır evlatlar doğurur Oymağı Devlet yapar, Ana var it doğurur devlete dert
yapar.
Bu Millet öyle Aziz
millettir ki; İnancından İmanından yaratanın emrinden Peygamberin Sünnetinden
Kuranın yolundan ayrılmamak sadece ve sadece Hakkın rızasını kazanmak için it
sürüsüne sabır çeker.
Birileri
edepsizlik etmeye devam ediyor.
Ama yine
de bu Necip Millet yine de taş basıyor bağrına Hakkın rızasından ayrılmamak için.
Bu
haftaki makaleme başlarken kullandığım kelimelerden dolayı bütün
okuyucularımdan özür diliyorum.
Ancak
açıkça belirtmeliyim ki biz edebimizden sustukça edepsizler daha da
edepsizlenmeye devam ediyorlar..
Biz
sustukça birileri tepemize vurmaya, yakmaya, yıkmaya ve vatan evlatlarını şehit
etmeye devam ediyorlar.
Buda
yetmiyormuş fitne, fesat çıkarıp gibi insanlara iftira atıyorlar.
Bakın
ben açık konuşuyorum;
Ben!!!
Ne
birkaç çapulcu, şerefsiz, hainden vatanseverliği,
Ne çok
özür dileyerek affınıza sığınıyorum ömrü boyunca kıçı taharet, anlı secde
görmemişlerden bayrak sevgisini,
Nede
yıllarca bu milletin şah damarı olan dini duygularından vurarak, insanların
güvenini kazanıp sonrada insanların yatak odalarına ve mahrem konuşmalarına
kadar giren sahte dindarlardan dindarlığı öğrenmedim.
Biz
vatanında, bayrağında, toprağında, milletinde, dininde ne olduğunu yetimler
yetimi kâinatın efendisi Hz. Peygamberimizden ve onun yolundan giden gerçek
dindarlardan öğrendik.
Biz
milliyetçiliği de sözde Vatan, Millet ve Sakarya diye bağırıp çalıştığı kurumun
kalorifer peteklerini evine taktıran, bilmem nerenin ne gazinosunda bir baldırı
çıplak için viski şişesini birbirlerinin kafasında kıran, sözde
milliyetçilerden de öğrenmedik.
Benim
tanıdığım milliyetçi Rahmetli Seyyid Ahmet Arvâsidir.
Benim
tanıdığım milliyetçi Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'tir.
Benim
tanıdığım milliyetçi bu vatan toprağı için şehit düşen merhum Koca Reis Muhsin Yazıcıoğlu'dur.
Benim
tanıdığım milliyetçi sadece ve sadece milliyetçi olduğu için ipte sallandırılan
Adnan Menderes'tir.
Benim
tanıdığım milliyetçi Rahmetli Turgut Özal'dır.
Benim
tanıdığım milliyetçi Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamdır.
Kimse
kusura bakmasın ama bu günde benim gördüğüm milliyetçi son on yılda her alanda
benim ülkemi sözü dinlenen, ekonomik anlamda bağımsız, kendi silahını, topunu
tüfeğini yapan ve artık dünyada gündemi belirlenen bir ülke değil, dünyada
gündem belirleyen bir ülke konumuna getiren Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Bizler
dindarlığı ve muhafazakârlığı da Hz. Peygamberin 'Komşusu açken, tok yatan
bizden değildir.''
Hadisi
Şerifini cemaate bangır, bangır anlatan, ama kendileri köşklerde, saraylar da
yaşayan sözde dindarlardan da öğrenmedik.
Bu
konularda kimse bizim kilomuzu tartmasın.
İnsanlara
çamur at, tutmazsa izi kalır.
Mantığı
ile birileri şahsımıza çamur atmaya çalışsa da hamdolsun bizim abdestimizden
şüphemiz olmadığı gibi namazımızdan da şüphemiz yoktur.
Sanal
âlemde paylaştıklarımız ve yazdıklarımız sizlerde karın ağrısına yol açmış,
ishal etmiş olabilir.
Tedavisi
kolay soğuk bal şerbeti için iyileşirsiniz.
Herkes
haddini bilecek.
Her Hayırda bir Şer,
Her şerde bir hayır vardır.
Milletten
toplanan zekât ve sadaka yardım paraları ile kendi iş yerlerini kurup sonra tekrar
milletin evlatlarını sömüren zihniyetler bu gün ne mal olduklarını açıkça
meydana vurmuşlardır.
Aslında
bu gün bizim için şer olarak görünen bu bir gurubun yaptıkları özünde hayırlara
vesile oldu.
Çünkü
onlar böyle yapmasalardı, bu millet daha nice on yıllar onlara inanacak onlarla
beraber olacaktı.
O
yüzden Mevla'm ne güzel eyledi de kimlerin;
Neye?
Kime?
Ne
için?
Nasıl?
Çalıştıklarını
hep beraber gördük.
Rabbimin
sevgili kulları imişiz ki Rabbim bizim gözümüzü de, gönlümüzü de açtı.
Bu
olayların açığa çıkmasına ben şahsen şükrediyorum.
Düne
kadar iktidara yağ yakan yalaka tayfası, bu gün iktidarı ve Başbakanı yerden
yere vuruyorsa burada bir sorun var demektir.
Adama demezler mi; Madem bu hükumet yıllardır çalıyordu,
yolsuzluk yapıyordu da siz neden hep bunlarla kol kola idiniz.
O
zaman sizde de bir problem var.
Yok
diyor sanız ki; Bu hükumet dün tertemiz idi.
Bu
gün temiz değil.
İşte
o zaman yalan söylüyorsunuz demektir.
Menfaatiniz
varken iyi menfaatinize dokununca kötü oluyorsa hükumet.
Bence
Sorun Hükumette değil.
Sorun
sizde ve sizin ciğerlerinize bulaşmış virüslü ellerde.
Ne
diyorsanız deyin.
Ne
yapıyorsanız yapın.
Bu
Milletin mahremini,
Bu
ülkenin gizlilik gerektirecek konuşmalarını dinleyen sizlerin hiç günahınız
olmasa bile sadece bu günah sizleri hem bu dünyada hem de ebedi âlemde rezil
rüsva etmeye yeterde artar bile.
Ben
bunu bilir, bunu söylerim.
Vallahi
sizlerin şirazeniz kaymıştır.
Gazetenizin
manşetlerinde
Eline
verdikleri Molotof ve patlayıcı maddelerle daha 15 yaşındaki çocuğu bu milletin
Polisinin Askerinin üzerine salan şerefsiz şer odaklarını savunuyorsanız
şirazeniz kaymış demektir.
Yurtlarınızda
çocukları gece yarılarında beddua seanslarına kaldırıp bu ülkenin yüzde elliye
yakınını oyu ile seçilmiş ve yıllarca sizin her istediğinizi verip, sizlere
hizmetkâr olmuş bir başbakana beddua ettiriyorsanız sizin şirazeniz kaymıştır.
Düne
kadar bu ülkede Camileri ahıra çeviren, Kuran Kurslarını kapatan, Başörtülüler
Arabistan'a gitsin diyen, bu ülkede ezanı Türkçe okutan din düşmanları ile kol
kola olduğunuz için ben sizin Müslümanlığınızdan şüphe duyuyorum ve diyorum ki
Vallahide, Billahi de sizin şirazeniz kaymıştır.
Dün
15 yaşındaki çocuğun ölümünü bahane ederek Burak Can Karamanoğlu'nu kardeşimizi,
Polislerimizi şehit eden ve ortalığı yakıp yıkan şerefsizlerle aynı safta olduğunuz
için sizin şirazeniz kaymıştır.
Gazze'de şehadet şerbeti içenlere Yahudi İsrail ile Mücadele veren Mücahitlere
terörist diyorsanız Yahudilerle aynı safta yer alıyorsanız sizin şirazeniz
kaymıştır.
Açık ve net söylüyorum; Sizlerle aynı safta olan Babam dahi olsa
sizlerin Triger kayışı kopmuş, şirazeniz kaymıştır.
Rabbim sizleri ıslah etsin diyorum.
Hükumetten özellikle son on yılda başta Üniversitelerde yapılan
akademik sınavlar ve atamalar olmak üzere Devlet kadrolarına atanmak için
yapılan bütün sınavların incelememesini ve gereğinin yapılmasını istiyoruz.
Son olarak;
Kimse bana çubuk ucu göstermesin.
Benim Allahtan başka kimseden korkum yoktur.
Bu bedenin hesabını da Rabbimden başka kimse soramaz.
Buda böyle biline.