G-4SVPJCLT0J ANADOLUHABER

DAGC VE FERİDUN FAZIL EFENDİ

DAGC VE FERİDUN FAZIL EFENDİ

Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti ve Feridun Fazıl EFENDİ

Doğu Anadolu Gazeteciler cemiyeti üyeliğim yıllar öncesine dayanır.

Cemiyetle 1992 Yılında ilk Radyo Flaşı kurduğumda tanıştım.

Bir kaç arkadaş (aralarında gazeteciler de var) okey oynamak için cemiyete gittiğimizde

´radyo sahipleri cemiyete giremez´ uyarısıyla birlikte ilk maceram başladı.

O zamanlar da tarihi sözler söyleme konusunda uzman olan ben ´neden kapıcılar, kanalizasyon işçileri, işsiz güçsüz, ipsiz sapsızlar, giriyor da  Radyo sahipleri girmiyor´ şeklinde tepki vermiştim.

Gün geldi radyoların Türkiye de özgür basının önemli temsilcileri olduğu kanaati oluşunca, bende

kapıcılar, çöpçüler gibi rahat okey oynayabilmek için cemiyet üyesi oldum.

Üye olmak yetmiyordu cemiyete, yanında bir de gazeteci olmak gerekiyormuş.

Yıllarca biz gazeteciyiz, siz radyocusunuz sizden gazeteci olmaz anlayışıyla savaş verdik.

Aslın farkında değillerdi, ben o anlayışta olanların üstüne bile gülme gereği duymuyordum.

Zira onlar bu dangalakça tartışmayla uğraşırken, ben çoktan Anadolu Haber Gazetesini kurmuş haftalık yayına bile başlamıştım.

Onlar hala cemiyet üzerinden bir birlerini karalarken yaralarken, ben 2002 yılında internet üzerinden bugün de yayın hayatına devam eden www.anadoluhaber.com´u kurmuştum.

Aç susuz, cebinde sigara parası olmayan, bir grup aciz´in ucuz tacizleriyle uğraşma gereği bile duymamıştım.

Hayatın da kitap okumamış, mürekkep yalamamış, gazete yememiş bir grup aciz ve ucuzun belediyeyi nasıl tırtıklarım, falan iş adamını nasıl reklama razı ederim, bir varlıklı insanı nasıl gazete çıkarmaya ikna ederim taraklarında benim hiç bezim yoktu.

Yıllardır kendilerini bu şehre ve insanına gazeteci diye yutturan bu güruh, bir yandan gazeteciliği onlardan çok iyi yapanlar ile uğraşırken bir yandan da bir birilerini kendi içlerinde yiyip bitiriyorlardı.

Sen başkan oldun ben olmadım, sen ödül aldın ben almadım kısır döngüsü içerisinde meslekten ve meslek dayanışmasından uzak, suya sabuna dokunmadan gazeteci diye kendilerini yutturup durdular bu şehre ve insanına.

Gün geldi içlerinden onurlu ve meslekte rüştünü ispatlamış bir gurup DAGC ayrılarak, Erzurum gazeteciler cemiyetini  kurudular daha doğrusu kurma mecburiyetini kendilerinde hissettiler.

Aslında onları DAGC içerisinde gazeteciliği paçavra haline getiren bir gurup bunu yapmaya mecbur etmişti.

Hiç düşündünüz mü DAGC dururken neden meslekte rüştünü ispatlamış ununu elemiş eleğini asmış gazeteciler yeni bir cemiyet kurma gereği duymuşlardı.

Çünkü

DAGC Feridun Fazıl Efendi çiftliği haline gelmişti de ondan.

Çünkü

DAGC aslı görevlerini unutup işadamı tırtıklayan, ilan peşinde koşan, Başkanının gazetesine para pompalayan bir ticaret hane haline gelmişti de ondan.

Çünkü

Meslekten anlamayan falan kurumda çaycı, filan işletmede kapıcı, ipsiz sapsız adamlar DAGC üye yapılmıştı da  ondan.

Çünkü

Erzurum halkını ev vereceğim vaadiyle kandırıp paralarını gasp eden, karıda kızda, gazinoda pavyonda yiyen işadamı kılıklı soytarılara Feridun Fazıl Efendi gazetesini satmıştı da ondan.

Çünkü

 Feridun Fazıl Efendi DAGC başkanıydı ve TRT de çalışıyordu ve TRT Bölge müdürleri üzerinde kendince bir korku ve baskı oluşturmuştu da ondan.

Çünkü

Bir cemiyet başkanı hem de DAGC başkanı bir bürokrattı, Validen çekiniyor, siyasetten ürküyor,

bakan görünce altına kaçıracak gibi oluyordu da ondan.

Çünkü

Gazeteci dik durmalıydı da ondan

Çünkü

Gazeteci akçeli işlere girmemeliydi de ondan.

Çünkü çünkü çünkü...

Gün geldi bana bu şehirde PİS BİR KUMPAS operasyonu yapıldı.

ŞANTAJA SUÇ ÜSTÜ manşeti attılar gazetelerine, manşet attıkları gazete şehrin kanını emen binlerce İnsanın parasını nitelikli dolandırıcılık yoluyla yiyen ve DAGC başkanı Feridun Fazıl Efendi´nin gazetesini sattığı ´PUSULA Gazetesinden başkası değildi.

Ben Erzurum Emniyetinde;

İFTİRAYA UĞRARKEN,

SIGAYA ÇEKİLİRKEN,

KALP İLAÇLARIMA ULAŞAMAZKEN,

ÖZEL ARACIM BİLE GÖZ ALTINA ALINMIŞKEN,

PSİKOLOJİK İŞKENCEYE TABİ TUTULUP ATILI SUÇU KABUL ETMEM İÇİN BASKI GÖRÜRKEN.

Anlı şanlı DAGC ve Başkanı dağda beş yıldızlı otelde YILIN GAZETECİLER ödülünü dağıtıyordu.

Bir çok değerden yana fakir DAGC Başkanı ve yönetimi sizin o ödülleri hangi kriterlere göre verdiğinizi ben çok iyi biliyorum.

Ödül vermektense bir meslektaşınızın kötü gününde yanında olmanın daha şerefli ve dik bir duruşlu bir davranış olduğunu  size ben bir kez daha hatırlatayım.

Tabi ki bununla yetinilmemeliydi; sadece soruşturma aşamasında olan henüz bir hukuk kararı olmayan bir iftira için daha neler yapılabilirdi.

Hemen şehrin basın çetesi millete ev vereceğim vaadiyle binlerce insanı evsiz barksız bırakan İnşaat firmasının sahibini de, parayla tutulmuş bir yalancı şahitle savcılığa gönderdi ve bizden şikayetçi olmasını sağladılar.

Tabii ki bununla da yetinilmemeliydi;

DAGC Başkanı trilyon liraya sattığı gazetesini satın alan İşadamına bir destek daha vermek zorundaydı. Zira o dolandırıcı işadamı eğer konuşursa Feridun Fazıl efendi ve Pusula gazetesine çökenlerin hali perişan olurdu.

Hemen alelacele DAGC yönetimini toplayarak ´Cem Atmaca İllegal işlere karıştığı için´ DAGC üyeliğinden çıkarılmıştır basın açıklamasını yaptılar.

Bir hukuk devletinde ellerinde hiç bir hukuk kararı olmadan, kendilerini hukukun, Türk Mahkemelerinin ve yargıçlarının yerine koydular.

Gün geldi bağımsız Türk Mahkemeleri karar verdi.

Kararında dedi ki ´Cem ATMACA hiç bir illegal işe bulaşmamış ve illegal bir adam değildir´

İşte o karar;

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

I- Her ne kadar sanık Cem Atmaca hakkında katılan Sinan Seçer´e yönelik şantaj suçundan 5237 sayılı TCK´nun 107. maddesi gereğince cezalandırılması İstemi ile kamu davası açılmış ise de, yapılan yargılama sonucunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK 223/2-e maddesi uyarınca müsnet suçtan BERAATÎNE,

II- Her ne kadar sanık Cem Atmaca hakkında müşteki Ahmet Metin Karadayı´ya yönelik şantaj suçundan 5237 sayılı TCK´nun 107 maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, yapılan yargılama sonucunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK 223/2-e maddesi uyarınca müsnet suçtan BERAATÎNE, 

´Müsnet suçtan Beraatına´ karar verilmiştir ibaresi net bir şekilde görülecektir. Müsnet suçun  ´Sanıkların müsnet suçu işlemedikleri hususuna mahkemece yukarıda belirtilen delillerin serbestçe takdir ve münakaşası neticesine tam bir vicdani ve hukuki kanaate ulaşıldığından beraatlarına oy birliğiyle karar verildi´ manasına geldiği düşünüldüğünde Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyetinizin nasıl bir algı operasyonuna taraf olduğu açıkça görülecektir.

İnsanlık onurumu, mesleki onurumu, şeref ve haysiyetimi lekeleyen bu yok hükmünde ve hukuksuz almış olduğunuz kararı DAGC ve başkanı ve yönetimi düzeltecek ve düzeltmelidir.

Bu hususta DAGC dilekçemi yazdım aradan haftalar geçmesine rağmen ses yok.

Kaleme aldığım bu makaleden sonra siz hatanızı düzeltmez iseniz ben DAGC ve Başkanını ve yönetimini ve bu ahlaksızlığa göz yuman üyelerini bu şehirde;

KANUNSUZ

HUKUK TANIMAZ

HUKUKA VE KARARLARINA SAYGISIZ

MÜFTERİ

MAMUSSUZ

TETİKÇİ

AHLAKSIZ

İNSAN VE İNSAN HAKKI TANIMAZ

İLLEGAL, olarak ilan edeceğim ve hukuki tüm haklarımı arayacağım haberiniz olsun.



Anahtar Kelimeler:
  • Cuma 6.4 ° / -1.3 ° false
  • Cumartesi 8 ° / -0.5 ° Güneşli
  • Pazar 6.4 ° / -0.5 ° Orta kuvvetli yağmurlu