Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi`nde düzenlenen iftarda yaptığı konuşmada, önce IŞİD tarafından kaçırılan ve bugün serbest bırakılarak
Türkiye`ye dönen 32 TIR sürücüsüne değindi. Erdoğan şoförlerin kaçırılmasından itibaren ailelerle sürekli temas halinde olduklarını, Dışişleri Bakanlığı`nın da şoförlerin sağ salim kurtulmaları için her türlü girişimi yaptığını vurguladı. Erdoğan, "22 gün sonra iyi haberi aldık. Bugün de sağ salim teslim aldık. İnşallah Musul`daki konsolosluk görevlileri için de yakında iyi haberler alırız" dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Konuşmasının tamamını Cumhurbaşkanlığı seçimine ayıran Erdoğan, Türkiye`nin yeni bir kulvara ve sürece girdiğini belirtti. Erdoğan, "Halkın oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, inşallah Türkiye`nin hızlı bir şekilde büyümesine, kalkınmasına, stardartların daha çok yükseltmesine zemin hazırlayacak" dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"
Türkiye`nin 91 yıllık siyasi geçmişinde çok önemli dönüm noktaları vardır. 1946, yani çok partili sisteme giriş bu dönüm noktalarından biridir. 1950, yani merhum Menderes ve arkadaşlarının iktidara gelmesi. 1983. Merhum Özal`ın iş başına gelmesi bir büyük dönüm noktası. 10 Nisan 2014 de hafızalardan silinmeyecektir. 10 Nisan 2014, demokrasimizin üzerindeki kamburların kalkması, son vesayet noktasının da yıkılması için çok önemlidir. Türkiye`de 1960 müdahalesinden itibaren Cumhurbaşkanlığı makamı vesayet sisteminin bir sigortası olarak görüldü. Cumhurbaşkanlığı makamı, halkın tercihlerini, isteklerini adeta frenleyecek, halkın tüm süreçlere katılmasını engelleyecek şekilde oluşturuldu. Cumhurbaşkanlığı makamı, milli irade karşısında devlet iradesini temsil eden bir makam oldu. 10 Ağustos`ta inşallah artık bu değişiklik tecelli edecek, millet kendi oylarıyla Cumhurbaşkanı`nı seçecek, Türkiye`de yeni bir süreç başlayacaktır."
"SİYASET UTANILACAK BİR ŞEY Mİ?"
Başbakan Erdoğan, "`Demokrasi siyasetin üzerinde olsun` demek, halkın taleplerinin, tercihlerinin, arzularının üstünde olsun demektir. Cumhurbaşkanı`nın siyaset üstü olması ne demek? Bunu bugüne kadar sadece darbeciler söyledi. Bugün de sadece darbe özlemcileri söylüyor. Siyaset utanılacak bir şey mi? Utanılacak bir şeyse, siz niye yapıyorsunuz? Değilse, niçin meydanlarda yoksunuz?" diye konuştu.
Muhalefetin siyaset dışı arayışlara girerek milli iradeye nasıl baktığını gösterdiğini savunan Erdoğan, "Cumhurbaşkanı`nın halk tarafından seçilmesi, milli iradenin, demokrasinin güçlenmesi için çok önemli bir adımdır. 10 Ağustos`la birlikte vesayetler tarihi inşallah tamamen kapanmış olacaktır. Devlet ve millet ele ele verecek, çok hızlı adımlarla Türkiye ilerleyecektir" dedi.
"BELİRSİZLİK OLMAYACAK; HİÇKİMSE ENDİŞE ETMESİN"
Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu yeni süreç, yeni dönem, ekonomide, demokratikleşmede, dış politikada asla bir belirsizliğe yol açmayacaktır. Bundan hiçkimsenin endişesi olmasın. Cumhurbaşkanı`nın halk tarafından seçilmesi konusunda, etkin, koşan, terleyen bir Cumhurbaşkanı`nın gelmesi karşısında bugün de korku senaryoları üretenler var. Geçmişte o senaryolar boş çıktı. Bugün de boş çıkacak. Türkiye`de istikrar pekişecek, çözüm süreci, parelel yapıyla mücadele, AB gibi devam eden süreçlerin kesintiye uğramayacağını burada özellikle hatırlatmak isterim."
"PARALEL YAPIYA EN KARARLI CEVAP VERİLECEK"
Başbakan Erdoğan, "Özellikle vatanımıza, istiklalimize, istikbalimize yönelik haince saldırılarda bulunan parelel yapı ile mücadele yeni dönemde çok farklı olacak, devlet kendisine karşı yönelen tehdide artık en kararlı şekilde cevap verecektir" diye konuştu.
GÜL`Ü AYRI TUTTU
Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnşallah, milletim takdir eder, Rabbim izin verirse, Türkiye Cumhuriyeti`nin `nin 12. Cumhurbaşkanı olarak, Türkiye`ye hizmet üretmeye, Türkiye`de eser vermeye devam edeceğiz. Geçmişte Cumhurbaşkanları seçildiğinde adeta halktan kopuyor, başka bir dünyaya adım atıyorlardı. Tabii bununla -halef selef olacağımız diye şimdiden ifade ediyorum- sayın Gül`ü kastetmiyorum. Biz, halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı olarak halktan kopmayacağız. İnşallah seçilirsek, Cumhurbaşkanlığı dönemi de halkın içinde, halkla birlikte geçecek."
