Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, “Erzurum, sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleriyle turizmin yeni gözbebeği olacak” dedi.
Turizm Haftası dolayısıyla bir değerlendirme yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, turizm alanında bir çekim merkezi olabilmek için Erzurum’un birçok ayrıcalık ve özelliği bünyesinde barındırdığını söyledi.
Tarihi İpekyolu üzerinde bulunan, doğu ile batının, kuzey ile güneyin kesişme noktası olan Erzurum’un, binlerce yıllık geçmişiyle zengin bir tarihi kültür ve birikimi temsil ettiğini belirten Başkan Küçükler, şehrin yaşamın her alanında ‘belirleyici’ rol üstlendiğini dile getirdi. Erzurum’un, beşiklik ettiği medeniyetlerle tarihe adını altın harflerle yazdırmış bir şehir olduğunu vurgulayan Başkan Küçükler, yakın tarih itibariyle de; milli kurtuluşun ayak seslerinin Erzurum’dan yükseldiğini, bağımsızlık mücadelesine Erzurum’un ev sahipliği yaptığını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin de, yine Erzurum’da atıldığını hatırlattı. Bu özelliklerin, Erzurum’a tarih ve kültür turizmi noktasında bir çekicilik kazandırdığını ifade eden Küçükler, şehrin sahip olduğu bu ayrıcalıkların, sadece tarihi geçmiş ve stratejik önemle sınırlı olmadığının altını çizdi.
Erzurum’un Türkiye’de en yüksekte kurulmuş en büyük kent olmasının yanında, Orta ve Kuzey Amerika, Orta ve Kuzey Afrika ile Afrika, Avrupa ve Asya’nın da en yüksekte kurulu şehri olduğuna dikkati çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, kentin fiziki ve coğrafi konumunun da, kayda değer bir turizm potansiyeli olduğunu söyledi. Küçükler, “Erzurum, rakımı itibariyle spor turizmi açısından elverişli; iklimi ve klimatize özelliği sayesinde de, tüm Türkiye’nin adeta çekim merkezidir. Erzurum, yayla turizmi başta olmak üzere doğu sporları için oldukça uygun serinlikte olmakla beraber, fiziki güzellikler de taşımaktadır” diye konuştu.
Palandöken Kayak Merkezi’ndeki kar kalınlığı, kar kalitesi ve pistlerin sahip olduğu doğal nitelikleriyle dünyanın sayılı kayak merkezleri arasında yer aldığını belirten Başkan Küçükler, “Türkiye’nin ilk ve Avrupa’nın da en yüksek atlama kulelerine sahip oluşuyla kış sporları alanında eşsiz imkanları barındıran kentimiz, sahip olduğu tam teşekküllü kamu ve özel hastaneleriyle de, aynı zamanda bölgenin bir sağlık merkezi durumundadır. Erzurum’dan işte bu yüzdendir ki, kış sporları ve sağlık turizmi merkezi olarak bahsedilmektedir” ifadelerini kullandı.
Tarihi ve doğal güzellikleriyle önemli bir potansiyele sahip olan Erzurum’un, tarihi camileri başta olmak üzere, bazı ilçelerindeki kilise ve manastırlarıyla da, inanç turizminin gözde merkezlerinden birisi olduğunu kaydeden Başkan Küçükler, turizm çeşitliliğine ek olarak, Erzurum’un sahip olduğu jeotermal kaynaklardan hareketle termal turizmin hakkını da vermek gerektiğini ifade etti. Küçükler, “Aziziye, Hasankale ve Köprüköy’deki şifalı kaplıcalarımız, giderek markalaşan termal turizm değerlerimiz arasına girmiştir” dedi.
Erzurum’un aynı zamanda bir eğitim şehri olduğuna vurgu yapan Küçükler, son yıllarda bölgedeki birçok ülkeden üniversite öğrencilerinin eğitim görmek üzere kente gelmeye başladıklarını anımsattı.
Turizm alanında en büyük hamlenin 2011 Kış Oyunları ile yapıldığını vurgulayan Başkan Küçükler, “Büyükşehir Belediyemizin kış oyunlarına adaylığıyla başlayan süreçte belirlediği kesin hedef ve tartışmasız tek istikamet, aslında ‘Erzurum’un sahip olduğu tüm potansiyelleriyle tanıtılması’ yönündeki arzumuzun bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Kış oyunlarından hareketle asıl amacımız, şehrimizin sadece kış turizmiyle değil, turizmin bütün kollarında cazibe merkezi haline gelmesini sağlamaya yönelik olmuştur. Çünkü Erzurum’da turizmi yılın tamamına yaymak ve çeşitlendirmek pekala mümkündür. Dolayısıyla bütün enerjimizi bu yönde kullanmamız gerekiyor” dedi.