G-4SVPJCLT0J ANADOLUHABER

ERZURUM`A GELDİ ESTİ GÜRLEDİ

ERZURUM`A GELDİ ESTİ GÜRLEDİ

ERZURUM`A GELDİ ESTİ GÜRLEDİ

ERZURUM`A GELDİ ESTİ GÜRLEDİ 

Bahçeli Erzurum?da sert konuştu: Şaşkınlıktan, zırvalardan, iftiralardan vazgeç Türkiye?nin gerçek Başbakan?ı ol.

 

 

 

istasyon Meydanı`nda düzenlenen mitingte yaklaşık 3 bin kişiye hitap eden Bahçeli, 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak olan halk oylamasına geniş bir katılım olmasını istedi. Bahçeli, "Milletimizin geleceğinin belirlenmesinde önemli bir işaret olacağı içindir ki, birinci görevimiz eşimizi, evlatlarımızı komşularımızı akrabalarımızı da teşvik ederek mutlaka sandığa gitmeliyiz ve yüksek katılımla tercihimizi ortaya koymalıyız. Yüksek katılım sağlanır ise ortaya çıkacak olan tercih üzerinde herhangi bir tartışma olmayacağı gibi tercihleri üzerinden geleceğimizin siyasi ve sosyal yorumunu daha net olarak yapmak mümkün olacaktır.

 Bu sebepten dolayı 12 Eylül`ü önemsemeliyiz. Millet iradesinin şekillendirmediği hiçbir olay konu ve ya gündem Türkiye`miz için geçerli olmamalıdır. Demokratik haklarımızı kullanırken, bu hakları hangi kurumlar aracılığıyla kullanacağımızı bilmeliyiz. Bu referandumla birlikte milletvekilliği seçimlerine de bir iz çizmiş olacaksınız. Herkesi dinlemelisiniz, kara propagandaların, yalanların etkisi altında kalmayın. Vicdanınınsın sesini duymalısınız, başka türlü telkinlere kapılmamalısınız. Akıl süzgecinden geçiriniz ve tercihinizi yapınız. Bu ülke sizindir karar da sizin olmalıdır" diye konuştu.

"BÜTÜN PARTİLER DEĞİŞİKLİK İSTİYORDU"

Türkiye`de bütün siyasi 82 Anayasasında değişiklikten yana olduğunu belirten MHP Lideri Devlet Bahçeli, şöyle dedi: "Siyasi iktidar bu uzlaşma ikliminden yararlanarak bütün siyasi partilerimizin görüş ve düşüncelerini alarak bir Anayasa değişikliği paketi hazırlayabilir. STK`lara da müracaat ederek onların da görüşlerini alabilir. Mecliste gurubu olan ya da olmayan her partiye sorabilirdi. Toplumsal uzlaşma belgesi diye nitelendirdiğimiz bir Anayasa ile bu uzlaşma yoluyla milletin paketi olarak TBMM`ye sunabilirlerdi. Ama bugünkü iktidar bu yola başvurmadı. AKP yöneticileri bir avuç kişisiyle bu yasayı TBMM`ye getirmişlerdir. Bu durumu farkeden MHP Türkiye açısından bunun fayda getirmeyeceğini defalarca vurgulamıştır. İktidar olarak böyle bir diyaloğa yanaşmıyorsanız uzlaşma zemini aramıyorsanız Meclis Başkanı parlamentoda temsil edilen siyasi partileri bir araya getirerek onların da düşüncelerini alıp uzun tartışmalar sonunda uzlaşılmış maddelerden bir paket hazırlayarak sunabilirsiniz dememize rağmen meclis başkanı Erdoğan`dan müsaade alamadığı için böyle bir yola başvuramamıştır. Sayın Meclis başkanı görev ihmali yapmıştır. Meclisin varlığını yok sayıp sadece ve sadece AKP`nin yolunda yürümeyi tercih etmiştir. AKP 336 milletvekiliyle mecliste Anayasa görüşmesini sürdürmüş hiçbir siyasi partiyle görüşmeyerek önerilerini dikkate almadan kendi milletvekillerine de baskı ve siyasi etikle bağdaşmayan denetim uygulayarak onları oturduğu yerden oy vermeye kadar hepsini baskı altına almış denetlemiş ve başka türlü hareket edebilecek endişesi taşıyarak kendi vekillerine güveni olmadığını ortaya koymuştur" dedi. 

"NEYE MECBURDUN SAYIN BAŞBAKAN"

Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ben bilirim ben yaparım dayatmasıyla ortaya konan bir anayasa paketidir. Öyleyse bu Anayasa paketi milletin değildir, bu anayasa AKP`nin Erdoğan`ın anayasasıdır. Şu soruyu aklımıza getirmeli ve tartışmalıyız. Bunun cevabını da önce AKP`liler aramalılar. Bütün siyasi partilerin Anayasa değişikliği üzerinde değişim arzuları varsa niye ayrı bir baş çektiniz? Böyle bir dar kapsamlı uzlaşmadan uzak bir Anayasa değişikliğine niçin gittiniz buradaki niyetiniz neydi diye sorması lazım. Recep Tayyip Erdoğan`ın gizli gündemi ve niyetini saklamaktadır. Bu gizli niyet nedir? Bu gizli gündeme bağlı olarak Türkiye`nin gündemi ne oluşturulmak isteniyor. Bu konuda hepimiz düşünmeliyiz ve Anayasa`nın oylamasında tercihlerimizi daha doğru yapmalıyız. Bazı maddeler serpiştirerek halkı aldatmanın göz boyamanın gereği yoktur. Sayın Başbakan devletin tüm imkanlarını kullanarak başta TOKİ, uçağıyla helikopteriyle, otobüsleriyle doldurduğu meydanlarda gerçekleri saklıyor, öfkeli bir halde hemde Ramazanda oruçlu bir ağızdan çıkmayacak sözlerle yalan ve iftiralarla halkı aldatmaya çalışıyor. Bu kadar sıkışmasının, bu kadar yalan ve iftiraya başvurmasının, üslubu bu kadar yozlaştırmasının sebebi ne ola ki? Neye mecburdun Sayın Başbakan? Kiminle işbirlği kiminle pazarlık içindesin? Bunu paylaşması lazım? Kime mahkumsun, kime mecbursun Sayın Başbakan gel anlat bunu?"

"DİYARBAKIR`DA NE YAPACAKSIN?"

Başbakan Erdoğan`ın 3 Eylül`de Diyarbakır`a yapacağı ziyareti de anımsatan Bahçeli, şöyle dedi: "12 Ağustos 2005 tarihinde Sayın Başbakan`ın Diyarbakır ziyareti sırasında Türkiye`de bir Kürt sorunu vardır ve bu sorun benim sorunuzdur diyerek PKK`nın niyetine benzer ifadeler kullanarak 1 Ağustos 2009 tarihinde İçişleri Bakanlığı başkanlığında bir PKK açılımı, Kürt açımı bir demokratik açılım ortaya koymuşlardır. Bu açılım zırvası bir yıkım projesidir. Bir ABD projesi aynı zamanda PKK planı ve aynı zamanda AKP`nin programıdır. Bu açılım sürecinde kiminle neyi ne zaman görüşüyor., Bunu kamuoyuna açıklaması lazım. Bu gerçek tüm millete anlatılacaktır. Sayın Başbakan yine bir röportajında bugünkü Anayasa değişikliğinin demokratik açılım yani PKK açılımının ilk adımıdır cümlesini kullanıyor. Ortaya çıkan gizli gündem şudur. Bugünkü Anayasa değişikliği böyle alelacele hazırlanarak açılımın sonuçlarını alabilecek 2011`den sonra yapacakları daha geniş Anayasa değişikliği için hukuki zemini oluşturmaktır. HSYK`yı yandaş bir hale getirerek kendileri açısından gelecekte kurtuluş sağlamak için bugün yargıyı kuşatmayı çalışıyor. Türkiye`nin önemli gündemlerini Anayasa taşıraka çok köklü bir değişikliği uzlaşmayla yapabilmesi için gerçekten samimiyet var ise bunlardan bazılarını koyması lazım. RTÜK, YÖK hukuki yargı yolu olan Yüce divan ile ilgili konular yok, yargı reformu yok."

"PANİK İÇİNDESİN"

"Muhtelif yerlerde Anayasa değişikliği üzerine toplantılar yaparken son günlerde de bir panik içindesin, öfkelisin, sinirlisin, herkesi azarlıyorsun, iftira ediyorsun, yalan söylüyorsun. Şimdide diyorsun ki ayın 3`ünde Diyarbakır`a gideceğim, halka hitap edeceğim. Şimdiden sesleniyorum. Diyarbakır`a vardığında kürsüye çıktığında Konya`da, Sakarya`da konuştuğun gibi milli devletten üniter yapıdan yana olduğunu söyleyebilecek misin? PKK talebi olarak eğitim dili olacağına orada söz verecek misin? İmralı`yı muhatap alıp bir genel af talebine karşı olduğunda Diyarbakır`da ne yapacaksın? Eğer diyorsan ki PKK ile işbirliğim yok orada yürekli bir konuşma yapıp demokratik özerkliğin bir zırva olduğunu söyleyebilecek misin istiyorum ki ayın 3`ünde Diyarbakır`da bunları konuş ben mahcup olayım sana, genel affa karşıyım de ben mahcup olayım. Habur kapısındaki aldatmaca törenlerle Kandil`den getirmeyeceğim de ben mahcup olayım. Şaşkınlıktan vazgeç, zırvalardan vazgeç, iftiralardan vazgeç Türkiye`nin gerçek Başbakan`ı ol. Ama bunu yapmıyor. Bu iktidara bir Osmanlı tokadı atmakta yarar vardır, titresin kendine gelsin. Bunu başta AKP`liler yapmalılar, bu yollarda birlikte yürüyoruz dedin Sayın Başbakan öyle bir yere soktun ki bizi bu yol çıkmaz, yanlış yol. Bu evet oyu Türkiye`yi yoldan çıkartır, bu evet oyu Recep Tayyip Erdoğan`ı yoldan çıkarır, uçurur, Türkiye`yi de uçuruma uçurur." Bahçeli konuşmasının sonunda vatandaşlara karanfil attı



Anahtar Kelimeler: 0