Bu yöntemler sayesinde örgütten kopuş engellenmeye çalışılırken, örgütün ahlaka, hukuka, dine aykırı hiç bir iş yapmadığı empoze edilerek örgütsel bağlılık güçlendiriliyor.
1-) ZİHİNSEL MANİPÜLASYON
FETÖ lideri Gülen, üyelerini bir arada tutabilmek için "beyin yıkama" ve "beyin kontrol" metotlarının kullanılmasını emretmiştir. Örgüt, bu şekilde üyelerinin algılarını ve davranışlarını etki altına alarak hedef kişi yada kitlede davranış ve kanaat değişikliği yaratmaya çalışıyor. Bir eyleme özgürce razı olmak, zorlamadan itaat ettirmek, manipülasyonun temel karakteridir. Zihin yönlendirme, kişinin belli düşünce şekline sokularak gerçek yerine algılatılanı, sanal veya yalanı hakikat kabul edip savunmasıdır. Bu metot sadece üyelere uygulanmamaktadır. Örgüt, basın yayın üzerinden özellikle geniş halk kitlelerine zihin yönlendirmesi yaparak sempatizan toplamak için de bu yönteme başvuruyor.
2-) ALGI YÖNETİMİ:
Örgüt, elindeki basın yayın araçlarını kendi istediği amaca yönelik kullanıyor. Algı yönetimi ve kişilerin zihin yönlendirmesi, örgütün en başarılı olduğu faaliyetlerden birisi. Örgüt, hedefine aldığı kişileri veya kurumu itibarsızlaştırıp amacına göre kullanmak için önce yazılı ve görsel medyayı ardından da üyelerinin aktif olarak kullandığı sosyal medya hesaplarını kullanıyor.
3-) KORKUTMA:
Örgütün bir diğer başvurduğu teknik korkutma. FETÖ, üzerinde çalıştığı genç veya çocuğu psikolojik baskı altına almakta ve örgüt dışında bir hayat olmadığına ikna ederek onun örgütten kopmaması için psikolojik baskı uyguluyor. Her örgüt üyesi, örgütün hışmına uğramaktan çekinmekte ve kazanacakken kaybedenlerden biri olmamak için örgütle bağını koparmıyor. Eğer bir kamu görevlisi örgütün istediği şekilde hareket etmez ise onu korkutmak için hemen organize olan "şakirtler" ordusu suç duyurusu yapmak, basın yayın üzerinden hedef haline getirmek gibi tekniklerle hedef şahsı korkutup istenilen pozisyona getiriyor.
4-) ÖRGÜTSEL BAĞLILIK AŞILAMA:
FETÖ elebaşı Gülen´in vaaz ve sohbet konuşmaları, örgüt üyelerine sistemli olarak dinletilerek örgüte bağlılıkları arttırılmaya çalışılıyor. Bu şekilde lidere ve örgüte gönülden bir bağlılık hedefleniyor. Bu bağlılık sonucu örgüt üyelerinin özgür iradeleri devre dışı bırakılıp duyguları ile hareket eden, örgüt lideri ve örgüt yöneticilerinin her dediklerini yapacak robotlar haline dönüşmeleri amaçlanıyor.
5-)BEYİN KONTROLÜ:
İnsanlık tarihindeki kült akımlar, yeni gelişen tarikat ve dini yapılanmalar, kendilerine tabi olan kişileri beyin kontrolü yöntemi ile etki altına alıp istedikleri yönde düşünmelerini ve davranmalarını sağlamaya çalışırlar. Beyin kontrolünde uygulanan teknikler, "hipnoz, akran arkadaş baskısı, övme ve övülme, eski değerlerin reddi, doktrinlerin karıştırılıp sinekretik uygulamalar, aynı şeyleri tekrar ederek bilinç altına yerleştirme, liderin metafizik alemle etkileşimi ve kitleye aktarımı, mahremiyetin ortadan kalkması, soru sorma yasağı, dışına çıkılamayan kurallar koyma, üniforma kullanma, itiraf (öz eleştiri) seansları, para ve puldan uzaklaştırma, realiteden kopukluk, aidiyet duygusu ve kahramanlaştırma"dır. Örgüt elebaşı Gülen, üyeler üzerinde hipnotizma etkisi yapan bir güce sahip. FETÖ içerisinde arkadaş baskısı, en üst seviyede. Örgüt içerisindeki her birey liderleri tarafından övülüp yüceltildiği için örgüte bağlılığı sınırsız ve sonsuz. Örgüt içinde aynı şeylerin sohbetlerde tekrarlanarak benimsetilmesi genel kuraldır. Basın yayın üzerinden defalarca yalan yanlış şeyler tekrar edilerek izleyici veya okuyucular da aynı etki oluşması sağlanmakta. Örgüt, aidiyet duygusunu kişilerde yüksek tutup onların yaptığı basit işleri dahi kahramanlaştırmakta. Kült bir yapı olan FETÖ örgütlenmesindeki kişiler, örgüte katıldıktan sonra "abi" ya da "abla" aracılığıyla örgütün ideolojisi zihinlere yüklenmeye başlıyor. Kişinin eski bağları, aile, aidiyet, dini veya milli duyguları ortadan kaldırılıp yeni program yükleme ile ona örgütsel bir kimlik ve kişilik edindirilir. Bu aşamaya getirilen kişi artık (mutand) örgüt üyesidir. Artık, örgüt "abi" veya "ablası"nın verdiği her görev, dini bir gereklilik olarak algılanır ve icra edilir.
6-) ŞAHISLARI PUANLAMA SİSTEMİ (BEŞLİK SİSTEM):
Örgüt içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren şahıslar, polis memurları, polis ve askeri okullar, kamu kurumu çalışanları ve özellikle talebeler hakkında çetele tutarak 5´lik sisteme göre puanlama yapıyor. Bu sistem 5-5, 5-4, 5-3, 5-2, 5-1 şeklinde sıralanmaktadır. Buna göre; 5-1´lik puanlama: Dinle, diyanetle alakası olmayan, kişi manasına gelmektedir. 5-2´lik puanlama: Namaz kılmasa da Müslüman, ancak henüz FETÖ ile ilişkisi olmayan, hatta sevmeyen şahısları ifade eder. 5-3´lük puanlama: Cuma namazlarını kaçırmayan, ara sıra diğer namazlarını kılmaya gayret eden, FETÖ´ye genel manada sempati ile bakan, davet edildiğinde gelip giden şahısları gösterir. Bunlara müspet denmektedir. Müspet ise, harekete kazandırma potansiyeli olan kişi, anlamına gelmektedir. 5-4´lük puanlama: Beş vakit namazını kılan, vazife verildiğinde yerine getirmeye çalışan kişileri tanımlar. Bu kişiler artık örgüt mensubu olarak kabul edilir. 5-5´lik puanlama: Hayatını örgüte adamış, örgütün tüm şartlarını yerine getiren, Fetullah Gülen´i imam kabul eden, ahir zamanda beklenen zatın Gülen olduğuna inanan, gerektiği zaman ve yerde canını çekinmeden örgüt ve Fetullah Gülen adına verecek kişilerdir. Bu sistem içerisinde en güvenilir, en sağlam, aktif örgüt mensubu olanları tanımlar. Sistem içerisinde 5-5´lik olmayan bir örgüt mensubuna genellikle görev verilmemektedir. Özellikle askeri okullar, polis koleji ve akademisine alınmazlar. Ancak örgütün zamanla büyümesi ve etki alanının artması ile kontrol biraz daha zayıflamış olup 5-4´lük örgüt mensupları da görevlendirilmektedir.
Kaynak: SÜPERHABERTV