ABD ve AB'nin başını çektiği küresel güçlerinAfrika'yı yeniden dizayn projesi sürüyor. Libya ile başlayan ve Mali'den sonra Orta Afrika ile devam eden kaos planının yeni aktörü ise Afrika'nın petrol ve uranyum devi Nijerya. İşgale kılıf arayanlar, Hristiyan azınlığın Müslüman çoğunluğu yönettiği ülkede, Boko Haram örgütünün 300 kız öğrenciyi kaçırmasını bahane olarak kullanıyor. Dini, kültürel ve ekonomik ayrımcılığa maruz kalan Müslümanların hak talebini 'teörizm'le yaftalayan Batı dünyası, Nijerya'yı da Afganistan, Irak, Suriye ve Orta Afrika'ya dönüştürecek. Mali ve Orta Afrika'ya askeri müdahalede bulunan Fransa, dün Nijerya'da Müslümanların çoğunlukta yaşadığı ülkenin kuzeyine 5 bin asker sevk etme kararı alırken ABD ve İngiltere de lojistik destek için birlikler gönderecek.
DAHA ÖNCE NEREDEYDİNİZ?
Nijerya'ya müdahalede bahane olarak kullanılan ve son 5 yılda yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği saldırılarda adı geçen Boko Haram örgütü, 15 Nisan'da 300'e yakın kız öğrencinin Çibok'ta kaçırılması olayıyla yeniden sahneye çıktı. Ancak 2009'dan bu yana saldırılarını artırmış olan örgütün bir aya yakın bir süre önce gerçekleştirmiş olduğu kaçırma eylemi dünyanın gündemine daha yeni yeni oturmaya başladı. Kız çocuklarının kaçırılması olayınınhaberlerde yer almadan önce 5 yıl boyunca dünyanın, bu ülkede gerçekleşen korkunç saldırılara ilgi göstermemiş olması tepki topluyor. Örgüt daha önce de onlarca kadın ve çocuğu kaçırıp okullara saldırı düzenledi. Bunlar yıllarca Batı medyasında ilgi görmezken bir anda ne oldu da yabancı basının dikkatini çekti. 2009'dan bu yana yüzlerce kişiyi öldüren grup, ülkeyi o dönemlerde de kasıp kavurmuştu. Örgüt 2011 yılında kuzey eyaleti Yobe'da polis istasyonlarına saldırarak 150 kişiyi öldürdü ve başkent Abuja'da bir BM yerleşkesine saldırdı. 2012 Ocak ayında Kano kentindeki bomba saldırılarda yaklaşık 150 kişi öldü.
MADEN FIŞKIRIYOR
2012'de Hristiyan köylerine saldıran grup 100'den fazla kişiyi öldürdü. Bu saldırılar New York Times, AP, Reuters ve BBC'de 'zorunlu' haberler olmanın ötesine geçemedi. Maden zengini Nijerya'nın yakın tarihi, yıllardır şiddetin tırmanmasına fırsat tanıyan ilgisiz tutuma da, son olarak 'kaçırılan kızları kurtarma operasyonu'nda yarışa giren Batılı ülkelerin girişimlerine de ışık tutuyor. Uranyum ve petrolün yanı sıra birçok değerli maden ihracatı yapan Nijerya'da halkın yüzde 70'ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Dünyanın 11. büyük petrol rezervine sahip ve yine 8. büyük petrol ihracatçısı. Buna rağmen halk yoksulluk ve sefalet içinde.
YARDIM'DA YARIŞIYORLAR!
Bölgedeki rekabet, kaçırılan kızların kurtarılma operasyonuna da yansıyor. Uzun süren sessizliğin ardından ABD 'yardım' girişimi başlattı ve Nijerya'ya özel bir heyet gönderildi. Heyette askerlerin yanı sıra, rehine pazarlığında uzman sivil personel de bulunuyor. İngiltere de yardım ekibine katılmak istediklerini bildirdi. ABD ve İngiltere'nin ardından Afrika'daki rekabetin diğer tarafları olan Fransa ve Çin de arama çalışmalarına destek vereceğini duyurdu.
SAHEL'E ÇIKARMA
Nijerya'da ABD'nin başını çektiği ülkeler 'yardım' için kolları sıvarken, Fransa da bu ülkenin kuzeyindeki yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor. Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian, Mali, Nijer ve Çad'ı kapsayan Sahel bölgesinde İslami gruplarla mücadele için 3 bin asker sevk edileceğini açıkladı. Fransa, halihazırda eski sömürgeleri Mali ve Orta Afrika'da operasyonlarını sürdürüyor.
ELDEN ELE İŞGAL
Nijerya'da halkın yarısı Müslüman, yüzde 40'ı Hristiyan ve yüzde 10'u da yerli pagan inancına sahip. Ancak Batı destekli politikacılar ve bürokratlar vasıtası ile ülke Hıristiyanların yönetiminde. 500'ün üzerinde değişik kabilenin olduğu ülkede halk genelde sömürge dili olan İngilizce ile anlaşıyor. Müslümanların geneline yakını kuzeyde yaşarken, Hıristiyanlar ise güneyde ikamet ediyor. Ayrılık tohumları 1880'lerde İngiliz eliyle başlıyor. Ardından Fransa işgali geliyor. Ülke, 1960'da özgürlüğünü alıyor ama bu kez de yerli ve yabancı sömürgecilerin kıskacında kalıyor. ABD, petrol uranyum ve diğer değerli madenlerle ilgileniyor. Ancak kendine daha rahat yer edinmek için Hristiyanlık misyonerliğe özellikle önem veriyor. ABD ve İngiltere'nin yanı sıra son zamanlarda da Çin petrol zengini bu ülke ile çok yakından ilgileniyor.
"KIZLARIMIZI GERİ GETİRİN"
Nijerya hükümetinin olay karşısındaki yetersiz duruşu tepki çekerken, halk günlerdir sokaklarda. Kızları Boko Haram tarafından kaçırılan çaresiz aileler gözyaşları içerisinde gösterilere devam ediyor. Diğer taraftan şu ana dek herhangi bir kurtarma operasyonu başlatmayan Nijerya Cumhurbaşkanı Goodluck Jonathan yönetiminin bazı kızların kurtarıldığına dair yanlış bilgiler verdiği de iddia ediliyor. Diğer taraftan dünya genelinde binlerce insan Nijerya'da kaçırılan kız çocukları için sosyal medyada seferber oldu. #BringBackOurGirls (Kızlarımızı Geri Getirin) etiketiyle kampanyaya destek veren Twitter kullanıcıları, giydikleri kırmızı renk kıyafetlerle konunun önemine dikkat çekti.
MICHELLE'DEN DESTEK
Kampanyaya destek veren ABD Başkanı Barack Obama'nın eşi Michelle Obama, Twitter hesabından 'Dualarımız Nijeryalı kızlar ve aileleriyle birlikte' mesajını ve #BringBackOurGirls pankartıyla çektirdiği fotoğrafı paylaştı.