Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi
MEHMET SEKMEN VAKASI
Ankara’dan gelen bir telefonla kala kaldım klavyenin başında.
İsme bakıyorum ben tanımıyorum. Aradım eşi dostu kimse kimin nesi bilmiyor.
Acaba tanıyan var mı, sağa sola haber saldım vallahi yok.
Peki, bir şehir, hem de Erzurum gibi bir şehir;
Ülkenin hafızası olan, Ülkenin dinamiği olan,
Ülkenin kahramanlarının neşvü nema bulduğu bir şehir,
Ülkeye;
Kahramanlar,
Devlet adamları,
Manevi dinamikler,
Bilim adamları,
Âlimler,
Ulemalar,
Evliyalar yetiştirmiş bir şehir.
Şehit şüheda vermiş bir şehir,
Serhat şehri,
Toprağı sıksan şüheda fışkıracak bir şehir.
Kendi içerisinden yerel yönetici bulamıyor İstanbul’dan ithal, Sadece Erzurum nüfusuna kayıtlı bir ismi Büyük Şehir Belediye Başkanlığı için aday gösteriyor.
Bu şehir de yaşayan, iyi günde, kötü günde bizle beraber olan bir adam bulamamış mı bu şehir bir İstanbulluyu belediye başkanı olsun ve seçilsin diye bu şehre getiriyor.
Aklım hafızam haf salam almıyor.
Muhasebem muhakemem bu hesabı yapamıyor.
Soruyorum şehirde yaşayanlara siyasetçiyim diye ortalıkta dolaşanlara Ben Ak Partiliyim diyenlere nedir bunun hikmeti mucibi diye soruyorum.
Bu sekmen kardeşimizin sizden neyi fazla ya da sizin eksiğiniz nedir?
Cevap alamıyorum.
Lafı geveleyip dolaştırıp duruyorlar.
Mantıklı, mantığa uygun, zekâya dokunur bir cevap veremiyorlar.
Aslında ağzım doluyor çok şey söylemek istiyorum terbiyem de el veri(mi)yor.
Soruyorum Onurlu olmak nedir?
Veya onurlu dik duruş nasıl bir şeydir?
Yine cevap alamıyorum.
GELELİM MEHMET SEKMEN’E
Bak kardeşim senin bu şehri sevdiğine ben inanmıyorum.
Bak kardeşim makam mevki sahibi olma uğruna geliyorsun bu şehre ben bundan eminim.
Bak kardeşim sen bu şehirde belediye başkanlığı yaptığın sürece ben kendimi yetim sahipsiz kimsesiz sayacağım.
Bak kardeşim sen bu görevi kabul etmeyle bana, benim irademe saygı duymadığını ortaya koyuyorsun. Bak kardeşim senin bu şehre siyasetçilerine ve halkına saygın olsa bu görevi kabul etmezdin.
Belki biz onurumuzu kıran, irademizi hiçe sayan bu durumu halka iyi anlatamayacağız
Belki senin Erzurum’u çantada keklik sayman oy oranlarına bakılınca doğru bir beklenti.
Tamam, iyi ettin o zaman ama hoş geldin demeyeceğim, iyi ki geldin demeyeceğim.
GELELİM ŞEHRİN SİYASETÇİLERİNE
Bu şehirde siyasetçiyim diyerekten ortalıkta dolaşanlara sormak istiyorum.
Orta yerde millete kendini siyasetçi diye yutturuyorsun,
Siyasetin nimetlerinden faydalanıyorsun, Siyasetin bir onursuzluk eylemi olduğunu sana kim öğretti. Babandan mı?
Dedenden mi?
Yoksa atandan mı öğrendin sen onursuz siyaset yapmayı.
Siyaset ve siyasetçinin kelime manasını hiç sözlükten okudunuz mu?
Aday olmanın demokratik bir hak olduğunu, istifa etmeninse onurlu bir davranış olduğunu bilir misiniz? Bu şehre kendinizi siyasetçi diye yutturuyorsunuz tamam onu kabul ettik de Peki bu Mehmet SEKMEN kardeşimizin şehri yönetmek üzere tepeden inme gönderilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ey Ak Partiden Aday Adayı olan siyasetçi Bak kardeşim iyi dinle
Sen bu şehrin kahrını çektin Mehmet SEKMEN çekti mi?
Hayır.
Sen Aday adayı oldun Ak Partiye 7 bin 500 lira aday adaylık parası yatırdın, Mehmet SEKMEN yatırdı mı?
Hayır.
Sen Temayül yoklamasına girdin ilçe ilçe kapı kapı dolaştın Mehmet SEKMEN dolaştı mı?
Hayır.
Sen kamuoyu yoklamalarıyla uğraştın çalışmalar yaptın mesajlar attın zamanını ve paranı harcadın Mehmet SEKMEN harcadı mı?
Hayır.
Sen bu şehri sevdin tüm olumsuzluklara rağmen bu şehirde yaşadın ve hala yaşamaya devam ediyorsun Mehmet SEKMEN’in böyle bir sorunu var mı?
Hayır.
O zaman senin için kullanılacak birçok ifade var ben hemen en terbiyelisinden bir kaç tanesini sıralayayım.
Safsın.
Kapasiten düşük.
Kullanılmaya müsaitsin.
Siyaset senin onurundan daha önemli.
Doğduğun yaşadığın şehrin onurunun, hür iradesinin ayaklar altına alınmasına engel olamıyorsun.
Hiç sordun mu kendine kimdir bu SEKMEN?
Erzurum’da kaç kişi bu adamı, bu adam kaç kişiyi tanır?
Sürüye çoban mı gönderdiler?
Yoksa sizler koyunları kurda mı kaptırdınız?
Sürüye canavar girdide bizim mi haberimiz yok?
Demek ki bu şehirde Büyük Şehir Belediye başkanlığı yapacak adam yok.
Şimdi bu SEKMEN amcamız gelince size ne diyecek.
SEKMEN amcamızın ne diyeceği belli de siz ona biz bu şehrin siyasetçileriyiz mi diyeceksiniz?
EL CEVAP: HADİ ORDAN HADİ HADİ (Merhum Necmettin ERBAKAN hocamızı rahmetle anarak)
Konu ile alakasız bir Mehmet AKİF ERSOY şiiri yayınlayalım. Kim bilir belki de ders çıkaranlar olur.
EŞEKLER VE SEMERCİ
Eşeklerin canı yanar, "aman" derler
Nedir şu çektiğimiz dert, o çifte çifte semer!
Biriyle uğraşırken gelip çatar o biri,
Gelir ki taş gibi hain, hem eskisinden iri.
Semerci usta geberseydi... Değmeyin keyfe!
Evet gebermelidir... Beddua edin herife!
Zavallı usta göçer bir gün akıbet,
ancak, Makamı öyle uzun boylu nerde boş kalacak?
Çırak mı, kalfamı, kim varsa yaslanır köşeye
Ağaç yontar durur artık her gelen eşeğe!
Adam meğer acemiymiş, semerse hayli hüner
Sırayla baytarı boylar zavallı eşekler
Bütün o beller, omuzlar çürür, oyulur,
Sonunda her birinin sırtı yemyeşil et olur.
"Giden semerciyi" derler, "bulur muyuz şimdi
O öyle kalfa değil basbayağı öğretmendi
Nasılda kadrini vaktiyle bilemedik, tuhaf iş
Semer değilmiş o rahmetlininki, devletmiş!"
Nasihatim sana boş sözle uğraşmayı bırak
Adamlığın yolu nerdeyse bulda girmeye bak
Adam mısın, sonsuza dek dünyada hürsün...
Gez Yular takıp hiç kimse seni sürükleyemez!
Adam değil misin oğlum gönüllüsün semere,
Küfür savurma boyun eğdiğin semercilere! M. Akif Ersoy
