Semih Yalçın açıklamasında "Kandan, cinayetten ve terörden beslenen alçak bir zihniyetin MHP Lideri Devlet Bahçeli´ye dil uzatması hadsizliğin, pespayeliğin en deni noktasıdır.
?Ülkücü, Ülküdaş? gibi bizim kutsallarımıza giren kavramları bunların mülevves ve kokuşmuş ağızlarına alması, insanın tüylerini diken diken etmektedir.
Bu üç buçuk kendini bilmez imansızın kutsallarımız üzerinden bize meydan okumaya cüret etmesi, Budistlerin ayet-i kerimeyle din propagandası yapması kadar yaman bir saçmalıktır." dedi.
Osman Baydemir, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli´ye ?HDP´ye bir laf söylemeden önce 40 kere düşünmen lazım. Bak sen Saray´a sütun oldun. Sütun fazla olur, koltuk değneği oldun. Sen önce ülkünü sattın. Ülküdaşlarını sattın.? demişti.
MHP yazılı açıklama ile bu iddaya çok sert cevap verdi.
Semih Yalçın imzalı açıklama şu şekilde;
Türkiye´de siyaset atmosferini kirleten küçük bir güruhun; içine düştüğü tenakuz ve açmazdan sıyrılmak, milletin kıstığı sesini daha çok duyurmak için MHP üzerinden külhanlık yapmaya heveslendiği gözlenmektedir.
?HEM KEL HEM FODUL HEM DE EBLEH!?
Bu güruh, terör örgütü PKK´nın siyasi kanadıdır.
Söz konusu şer güruhuna sözcülük eden terörle mücadele artığı zavallı bir kimesne, önceki gün Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli hakkında haddini bilmez beyanlarda bulunmuştur.
İsmi lazım değil; bu kimesnenin çıkışı, ?Hem kel hem fodul hem de ebleh!? deyimine ziyadesiyle uymaktadır.
Bahse konu kendini bilmez utanıp sıkılmadan ?satmak? fiilinden söz etmiştir. Oysa ?satmak? fiilini kullanmadan önce aynaya bakmak, çapını görmek lazımdır.
TİKSİNTİYLE BAKILIYOR
Peki bunlar, milletin kendilerine tiksintiyle baktığının farkında değil midir?
Türk milletinin varlık sigortası olan MHP´nin ?satmak?la suçlanmasına bakınca millet sadece bunlardan iğrenmekle yetinmemekte, TBMM´de sahneledikleri komedi tiyatrosuna kahkahayla da gülmektedir.
Sırtlanlar sürüsünün önüne düşüp küresel güçlere taşeronluk yaparak kendi halkına ihanet edenlerin yuvarlandığı fosseptik hendeklerini tarif etmekte, ?satmak? kelimesi bile ?kifayetsiz ama masum ve mağdur? kalmaktadır.
KOKUŞMUŞ AĞIZ
Ya ?Ülküdaşlarını sattı.? iddiasına ne demelidir?
?Ülkücü, Ülküdaş? gibi bizim kutsallarımıza giren kavramları bunların mülevves ve kokuşmuş ağızlarına alması, insanın tüylerini diken diken etmektedir.
Bu üç buçuk kendini bilmez imansızın kutsallarımız üzerinden bize meydan okumaya cüret etmesi, Budistlerin ayet-i kerimeyle din propagandası yapması kadar yaman bir saçmalıktır.
Kandan, cinayetten ve terörden beslenen alçak bir zihniyetin MHP Lideri Devlet Bahçeli´ye dil uzatması hadsizliğin, pespayeliğin en deni noktasıdır.
Bu zihniyetin temsil ettiği bölücü terör örgütü; şehit ettiği çok sayıda asker ve polisin yanı sıra bugüne kadar yaşlı, kadın, bebek demeden binlerce masum sivilin kanına girmiştir.
Beşer kılığında yeryüzünü kirleten bu mahlûkatı tarif etmek için insani sıfatları kullanmak, âdemoğluna ve evrensel insani değerlere hakarettir.
Milletimiz pekiyi bilmektedir ki Kürt insanını küresel güçlere satanlar bunlardır.
SATILMIŞLIK, BUNLARIN GENLERİNDE VARDIR
Kendi dindaşlarının, kardeşlerinin ve komşularının; ekmeklerini, aşlarını kendileriyle paylaşan insanların kanına girerek gözlerini kırpmadan insanlık suçu işleyenler bunlardır.
Bunların demokratlığı sözde, insan hakları savunuculuğu palavra, özgürlük çığlıkları suni ve sahtedir.
PEÇETE TUTUCULAR
Bunlar Kandil´in ibrikçileri, Washington´ın peçete tutucuları ve at uşakları, istihbarat örgütlerinin tellaklarıdır.
Bunlar göstere göstere bölücü terör örgütünün sözcülüğünü yaptıkları hâlde biteviye ?alçak? ve ?aşağılık? seslerini yükselterek siyaset sahnesini hamama, saunaya çevirmektedir.
Şu sıralar Türkiye; bölgesinde emperyalist güçlere karşı varlık mücadelesi verirken bahis mevzuu güruhun temsilcisi olduğu PKK´lı teröristler güvenlik güçlerimize kahpe tuzaklar kurmakta, alçakça sivil halka saldırmaktadır.
Bu güruh, demokrasinin zaaflarından yararlanarak siyasi çetecilik yapmaktadır.
Eli kanlı katiller sürüsü PKK; Birinci Dünya Savaşı yıllarında cephe gerisinde güvenlik güçlerimizi arkadan vuran, sivil halkı katleden çetelerin bugünkü versiyonu olarak ülkede kaos yaratmak için elinden gelen ihaneti sergilemektedir.
Biz; bu alçakların şaşmayan akıbetini, ilahî adaletin ve millî iradenin pençesinde nasıl kahrolacaklarını şimdiden görüyoruz.
Umut bağlayıp taşeronluğunu yaptıkları küresel güçlerin bir gün bölgeyi terk edip onları acı kaderleriyle ve Türkiye´nin demir iradesiyle baş başa bırakacağını biliyoruz.
O zaman bunlara en büyük cezayı; ihanet edip emperyalizme sattıkları, kirli hesapları uğruna kanlarını sebil ettikleri Kürt insanı verecektir.
KAYNAK: HABERERK