Son günlerde gündemde olan vale teröründen değil, ücretlerinden bahseden Ömür Gedik, kısa bir hesap yaptı. Okuyucularına 'vale mi kullansam, yoksa şoför mü tutsam' diye sordu.
İnsan bir günde otopark ve valelere ne kadar para ödeyebilir? Geçtiğimiz salı günü yaşadıklarımı yazıyorum size. Sabah Kanyon'da yarın vizyona girecek olan Kiralık Aşk (Fading Gigolo) filminin basın gösterimi vardı.
Geç kaldığım ve Kanyon'un otoparkının daha sabahın köründe çalışanlar, vale ve özel şirketlere ayrılan yerler dolayısıyla dolu olduğunu bildiğim için arabayı valeye verdim. Çıkışta 15 TL'yi verip ayrıldım Kanyon'dan. İstikamet bu pazar Hürriyet Kelebek'te okuyacağınız Peker Açıkalın röportajı için Kuzguncuk Çınaraltı Kahvesi'ydi. En yakındaki otoparka bıraktım arabayı. 10 TL tuttu park ücreti.
Oradan Nart'taki HAÇİKO toplantısı için yeniden karşıya geçtim. Otopark ücreti 10 TL'ydi. Spor yapmak için Levent Tenis Kulübü'ne gittim, çıkışta neyse ki 5 TL aldılar. Akşam Edition Otel Billionaire Club'da Fashion TV'nin muhteşem ödül töreni vardı. Arabamı alırken ödediğim vale ücreti de muhteşemdi; 30 TL. Seray'la (Sever) buluştuk çıkışta, Bebek Lucca'ya gidip iki laf edelim dedik. Günün bu son durağında arabama binerken valeye 20 TL veriyordum. Toplayalım; 90 TL!
Böyle gitse, ki bu tempodaki biri için gidebiliyor, ayda 2 bin lirayı geçer otopark ve vale ücretleri. Bu durumda şoför tutmak mantıklı ama o da bana araba içindeki özel alanıma tecavüz gibi geliyor, ne bağırarak şarkı söyleyebiliyorsun, ne telefonda dedikodu yapabiliyorsun. İşte bu nedenle şoförü bir kenara bırakıp, otopark parası vermemek için bulunan çözümler geldi aklıma. Ama onlarda da sorun vardı.
10 TL vermemek için tur üstüne tur atarsın, 20 TL benzin yakarsın. Olur olmaz yere park edersin, araban çekilir, 10 katı ceza ödersin. Kısacası araban mı var derdin var dedim sonunda. Kökten çözüm arabayı satmak ya da İstanbul'dan kaçmak galiba.