Erzurum'un köklü firmalarından Esadaş Turizm'le, Büyükşehir Belediyesi arasındaki akaryakıt istasyonu gerilimi ile ilgili olarak Şirket Müdürü Selami Tan bir açıklama yaptı. Tan kendi cephelerinden yaşanılan süreci anlattı.
İşte Tan'ın o açıklamaları;
“ Dün öğlen saat 13.30 gibi belediyenin fen işlerinden işçiler geldi ve istasyonunun hemen önünde bir kanal çalışması yapacaklarını söyledi. Bizde normal bir çalışma olduğunu düşünerek hiç itiraz etmedik ve nasıl yapacaklarını sorduk. Ancak ne yapılacağını çok bilmiyor gibiydiler. Apar topar, birden bire gelmişler. İşçilerden biri bana sizin belediye ile bir sıkıntınız mı oldu diye sordu. Bizde bir problem olmadığını söyledi. Onlarda biz başka bir iş yapıyorduk, bizi aradılar, başkan söyledi deyip arel acele bizi buraya çağırdılar dedi. Hangi başkan bilmiyorum, daire başkanı mı genel sekreter mi onu söylemedi. Yalnız bize söylenen istasyonun alt kapısını kapatır çalışmamızı tamamlarız, sonrasında burayı açar üst kısmı kapatırız dediler. Bizler olur dedik. İlerleyen saatlerde işçilerden biri gelip üst girişi de kapatacaklarını söylediler. Bizzat bende tamam kapatın ama biraz müsaade edin, arkada oto yıkamada araçlar var onlar çıksın, ayrıca birazdan gaz tankeri ve akaryakıt tankeri gelecek, onlar boşaltsınlar sonra kapatın dedik. Ancak kabul etmediler biz talimat aldık yukarıdan emir geldi kapatacağız dediler. Bizim arkadaşlarımızda iş makinesinin önüne ve arkasına araçları çektiler. Hal böyle olunca tekrar üstlerini aradılar, üstlerinden gelen emirle bu kez yolun tamamını dubaları koyarak kapattılar, biz ne yapıyorsunuz diye sorunca, bu kez yolun tamamını kazacaklarını söylediler. Yani yolu biz kapatmadık, ilk önce belediye çalışanları kapattı. Sonrasında otobüsçü arkadaşlar, araçlarını çekerek, iş makinesinin çalışmasını engellediler. Tabi olay emniyete intikal etti, sağ olsun Emniyet Müdürümüz geldi, iş makinesini gönderdi ve bizde araçlarımızı çektik yol açıldı.Bakın biz yol kapanmasın da demiyoruz, kapanabilir, bir gün üç gün beş gün, ancak bizler ardniyet hissettik.
Şimdi tabi biz burayı alırken; 2018 yılında, bizden önceki işletmecilerinin sözleşmesinin bitmesinin ardından ihale yapılmış ve 10 yıllığına aynı firmaya kiraya verilmişti. O arkadaşlarımızın da son zamanlarda işlerinde sıkıntılar olmuş, ekonomik anlamda iyi gitmemiş ve bir çıkış yolu aradılar ve burayı devretmek istediler. Konuyu belediye başkanıyla görüşüp onun izniyle bu devir işlemini yapmak istediler.
Bizlerle görüştüler bizde belirli bir ücret karşılığında devralmaya karar verdik. Ancak alırken de gidip belediye başkanımızın iznini aldık. Kendisiyle görüşmeye gittik ve böyle böyle bir durum var siz nasıl diyorsanız öyle yapalım dedik. Yani işimizi sağlama almaya çalıştık. Kendisiyle görüştük, sonrasında süreç devam etti ve biz burayı devraldık.
Sonrasında istasyona ciddi bir yatırım yaptık. Sonrasında Belediye encümeni burayı satışa çıkardı. Bu son derece normal bir durum, belediyenin ihtiyacı vardır ve yerini satabilir, ancak bu satışı yaparken kanunen bizim haklarımızın da korunması gerekiyor. Burası ihaleye çıkarken biz başkanımızla bir daha görüştük, bizim haklarımızı koruyun dedik. Nedir haklarımız; biz burada 10 yıl ticaret yapacağımızı düşünerek yatırım yaptık. 8,5 yıl daha bizim burada bir hakkımız var. Yani buranın satışı olsa dahi biz kiracı olarak 8,5 yıllık sözleşme hakkımızın korunmasını istedik. Başkanda bu talebimizi olumlu karşıladı, Burhan Salın yayındaydı ve kendisine yardımcı olun talimatı verdi. Ancak ihale şartnamesi çıkınca biz şok olduk. Çünkü şartnamede şu yazıyor. Satış olduktan sonra 15 gün içeresinde tahliye edip alıcıya teslim edeceğiz. Baktık ki bu iş olacak gibi değil, bizde hukuki yollardan hakkımızı aramaya karar verip, mahkemeye başvurduk. Mahkeme de ihalenin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Kararır çıktığı gün, aynı gün belediye ekipleri gelip istasyonun önünde kazı çalışması başlattı. Bu zamanlama sizce de manidar değil mi? Çünkü biz biliyoruz, bu tür çalışmalar öncesinde esnafa bir tebligat yapılır, planlı bir çalışma olsa önceden haber verilir. Ancak bunların hiç birisi yapılmadı. Hukuki yollardan hakkımızı arayacağız.”
